"Toprak Ana, bir gün, evinin önünde oturmuş, düşünüyordu. Güneş, sıcak yüzünü gösteriyordu. Toprak Ana, gözlerini kapadı ve geçmişi hatırlamaya başladı.
"Ne kadar çok şey değişti," diye düşündü. "Eskiden, insanlar bana saygı gösterirdi. Toprak Ana'nın bereketiyle, tarlalar bereketli ürünler verirdi. Çiftçiler, bana şükranlarını sunardı.
Ancak, zamanla her şey değişti. İnsanlar, bana olan saygılarını unuttu. Toprak Ana'nın değerini anlamadılar. Kimisi, toprağı kirletti, kimisi de toprağı israf etti.
Toprak Ana, üzgün bir şekilde başını salladı. "Artık, insanlar bana değer vermiyor. Toprak, sadece bir şeyin altında, ayaklarımızın altında kalan bir şey haline geldi. Oysa, ben hayatın kaynağıyım. Ben, insanların besinlerini, evlerini ve yaşamlarını sağlayan bir anayım.
Toprak Ana, bir an için gözlerini açtı ve etrafına baktı. Güneş, hala parlıyordu. Toprak Ana, yeniden umutlandı. 'Belki, insanlar bir gün, bana olan saygılarını geri kazanırlar. Belki, bir gün, toprağın değerini anlarlar. Ben, hala buradayım. Ben, hala hayatın kaynağıyım. İnsanlar, bana saygı göstermeli ve toprağı korumalı.' diye düşündü.
Toprak Ana, umutla gülümsedi ve gözlerini kapadı. Geçmişi, geleceği ve toprağın önemini düşünmeye devam etti."